Nusa Adaları Rehberi

NUSA ADALARI REHBERİ

Üç ayrı adadan oluşan Nusa Adaları Bali’ye an yakın adalar topluluğu. Lembongan, Ceningan ve Penida. Artık eskisinden de çok turistik. Sörf meraklıları, bohem hayat yanlıları, plaj sever herkes için cazip ve tahmininizden daha ucuz. O zaman yolu Bali’ye düşmüş herkesin bu güzel 3 adaya gitmemesi için hiçbir sebep yok. Şimdi kendi bilinmesi iyi olur dediğim bilgilerimle Eylül 2022 yılında ziyaret ettiğimiz adaları anlatmaya başlayayım.

Nusa Adalarına Ne Zaman Gidilir?

Bali ile aynı zamanlara denk gelen 2 ayrı sezonu var. Nisan’dan Ekim’e kadar olan sezon, yağışların daha az yaşandığı kuru sezon, Ekim’den Nisan’a kadar olan süre ise genellikle yağışların daha sık ve nemin görüldüğü yağışlı sezon olarak bilinir. Kuru sezonda elbette turist kalabalığının daha çok ve otel fiyatlarının bir tık daha pahalı olduğunu bilelim. İşini şansa bırakmak istemeyen ve biraz daha kalabalık ama risksiz bir tatil amaçlayan bu tarihlere uyabilir.

Nusa Adalarına Ulaşım

Nusa Lembongan’a ve Nusa Penida’ya ulaşım Bali’nin güneybatı kıyısındaki Sanur limanından hızlı teknelerle sağlanıyor. Sanur’a ulaşım, havaalanından ortalama 45 dakika uzaklıkta. Sanur’da onlarca deniz yolu firması var. Hangi adaya gitmek istiyorsanız online veya kapıda bilet alabilirsiniz. Adalara giden saat dilimleri her firmada farklı. Gitmeden saatleri kontrol etmekte fayda var. Eğer dönüş tarihiniz netse yolculuk için seçtiğiniz firmadan çift yön bilet almak daha avantajlı. Biz, Lembongan adasına, The Tanis Fast Cruise ile yolculuk yaptık ve gidiş – dönüş 2 yetişkin (500 +500 IDR) + 1 çocuk (450 IDR) için toplamda 1450 IDR ödedik. (2022 yılında)

Not: Eğer open ticket aldıysanız, dönüşte kullanmak üzere bileti saklayın ve dönmeden firmayla iletişime geçerek rezervasyon yaptırın.

Kalkış saati geldiğinde eşyalarımız tekneye taşınıyor ve terliklerimizi içine bırakmamız için önümüze bir sepet bırakılıyor. Midesi hassas bir çocuğunuz varsa tedarikli olun. Okyanus bize çılgınlıklar yapmayı seviyor ve bol zıplamalı bir yolculuk bizi bekliyor. Mümkünse arka sıralara oturun. Bu yolculukta vücudumdaki suyun %1’ini ter ile attığıma göre 45 dakika sonra kıyıya yanaşırkenki okyanusun rengine artık iç geçirebilirim. İnerken ayağıma değen serin su ve kumun kışkırtıcı hissi beni kendime getirdi.

Buradaki önerim, biletinizi aldığınızda, adadaki otelinize Cruise firması ve saati ile ilgili bilgi vermeniz olacak. Böylece kuma ayak bastığınızda sizi karşılamak için birini gönderirler.
Bu arada, burası adanın en ünlü plajı olan Mashroom Beach.
Adaya Hoşgeldiniz!

Ada içi ulaşım ise otelinizin ayarlayacağı kendi taksisi veya kiralayacağınız bir motor veya motor taksilerle olabilir. Seçiminize göre otel size yardımcı olacaktır.

Biz genelde otelin pikapını kullandık ve iki sefer de motor taksi 🙂 Bulut için de bizim için de maceraydı :))

Nusa Adaları İçin Kaç Gün Ayırmalı?

Bu tamamen göreceli bir cevap ama yine de basitçe cevaplarsak şöyle; Eğer Lembongan’da konaklayıp diğer adaları gezecek şekilde planlarsanız, 2 gün Lembongan ve Ceningan (bunları birbirine bağlayan sarı bir köprü var geçiş çok kolay), Penida için de 1 gün ayırmanız yeterli olur. Ancak kişisel fikrim; eğer Bali’ye ikinci kez gelecek ve amacınız keyifli bir ada tatili yapmaksa 10 gün bile kalınır. Sörf, mekanlar, güzel yemekler ve meyveler, pırıl pırıl plajlar ve insanlar alacağınız keyfi sürdürmenizi sağlayacaktır.

Nusa Lembongan’da Nerede Kalmalıyım?

Çok büyük bir ada olmadığı için ulaşım da zor değil. Genelde hareket adanın batı kıyılarında. Ben yine de ada hayatının içinde kalayım diyorsanız güneybatı, batı kıyıları en ideali. Bütçeye göre seçenekleriniz çok ama yine de öneri yazmam gerekirse şöyle;

Dini D’Nusa Lembongan
Sanghyang Bay Villas
The Shacks at Sandy Bay
Indiana Kenanga Boutique Hotel
Hai Tide Beach Resort

Biz uygun bir seçenek istediğimiz için, güney kıyısında gelgiti ve balıkçıların yosun toplayışlarını izlediğimiz Dini D’Nusa’da konakladık. Güne tertemiz bungalovumuzda, kuş sesleriyle uyandık ve her gün yerlerden dökülen frangipanileri topladık. Bizi adada pikapla istediğimiz yere götüren bir taksicimiz vardı. Heryere tek bir fiyat: 100 IDR :))

Keyif Alınacak Şeyler – Yerler

Lembongan adası için bir görülecek yerler başlığı koymadım çünkü öyle bir şey yok :)) Yani elbette adaya gelmişken birkaç noktayı görmelisiniz ama burası için bence önemli olan adadan en doygun keyfi nerelerden ve nasıl alabilirim sorusu. İster yan gelip yatın, ister adalılardan sörf dersi alın, isterseniz de popülasyonu Avustralyalılardan oluşan gruplarla sosyalleşin. Adadan size kalacak çok şey var.

Görülecek noktalara kısaca değinirsek;

Devil’s Tear: Doğanın kudretini gözünüzle görebileceğiniz bir seyir noktası. Özellikle gün batımında, burada birkaç adım daha ilerleyip, burnun Sandy Bay’e bakan tarafında büyük dalgaların kayaya vuruşlarını hayretle izlemelisiniz.
Çok yaklaşmayın. Islanırsınız. 🙂

Blue Lagoon: Nusa Ceningan’daki dalgaların kayaları oyarak bir teras oluşturduğu bir başka seyir bölgesi. İzleyeni kendine hayran edecek renkte ve güzellikte. Çocuklarla buraya gelecekseniz, onları kontrol altında tutabileceğinizden emin olun.

Yellow Bridge: Lembongan’ı Ceningan adasına bağlayan ünlü sarı köprü. Üzerinden Balili bir adamın arkasında motorla geçmişliğim var. Tam da bu köprünün altından Penida’ya giden motorlar kalkıyor.

Mashroom Beach: Adanın en meşhur plajı. Burada aşağıda anlatacağım, tüm günü geçirebileceğiniz güzel bir tesis de var. Bali’den gelen tekneler buraya geliyor. Kum şahane, su şahane. Havlunuzu kuma serin ve gün boyu dinlenin.

Ombak Zero Waste Cafe: Sabah haritayı açıp taksiciye ”Lütfen bizi buraya götür, Ombak, Ombak, bak adanın bu kısmında” diye tarif ederken gülümsemesini tutamayınca bana açıklama gereği duydu. Ombak, Endonezce ‘dalga’ demekmiş. Ve meğerse ben adama beni dalgaya götür deyip duruyormuşum. :)) Bu güzel sahil kafesinin yeri adanın kuzey uçlarında ve gerçekten de bu sahile vuran dalgalar sörfçülerin en sevdiği türden. Bu sebeple burayı en çok kullananlar sörfçüler. Ombak, sıfır atık konusunda çok duyarlı, öyle ki kazancının yüzdelik bir kısmını bunun için harcıyor ve organik atıklarıyla kompost yapıyor. Menüsünde köpek yemeği olduğunu gördüğümde çok hoşuma gitmişti. Glutensiz ve vegan seçenekleri var ve olağanüstü lezzetli sağlıklı atıştırmalar yapıyorlar. Kaseleri, yulaf sütlü lattesi ve konumu ile cennetten bir köşe burası.

Indiana Kenanga: Yukarıda bahsettiğim konaklama seçeneklerinden biri. Keyifli ama daha yüksek bütçeli bir restoranı var. İyi yemek üzerine iddialılar. Bu da tamamen fiyata yansımış. Gündüz de gelip şezlonglarını kullanabilirsiniz. Özel bir gün kutlamak veya gün batımında kendinizi şımartmak için bir seçenek olabilir.

Sandy Bay: İçeri girdiğimiz andan itibaren terliklerinizi bir kenara bırakıp, incecik kum üzerinde leziz kokteylinizi yudumlarsınız 🙂 Burası yalnızca bir sahil restoranıyken geçtiğimiz yıl konaklamak için birkaç oda açtı. Güzel atıştırmalıklar, kokteyller, müzik, çocuk oyun alanı ve küçük bir sonsuzluk havuzu var. Gün batımında bir akşam yemeği rezerve edebilir ya da gün boyu yiyip-içip şezlonglarından faydalanabilirsiniz. Çocuk alanı güzel. Ve adada yiyebileceğiniz en iyi dondurma bizce burada!

Hai Bar and Grill: Mashroom Beach’de ve kömürde pişmiş pizzaları ile ünlü bir restoran-bar. Fiyatları çok ucuz sayılmaz ama değer. Konumu, atmosferi, rahatlığı ideal. Şezlongda soğuk bir şeyler içip uzanabilirsiniz. Ama o güzel pizzayı yemek için sizi masaya davet ediyorlar. Önünde nefis bir kumsal ve kristal gibi bir okyanus var. Serinlemek için kendinizi biraz şımartın ve üzerine güzel bir pizza yiyin!
Hemen arka bitişiğinde oteli de mevcut. Tüm olanaklarından faydalanmak isteyenler için doğru bir yer.

NUSA PENİDA ADASI

Balinin karmaşasından 45 dakikalık uzaklıktadaki Penida için turistik bir ada değil demek doğru olmaz. Ama aynı zamanda oldukça da bakir kalmış bir yer. Kalabalıklığı, mekanları, yerleşikliği ile elbette Bali ile kıyaslanmaz ama son yıllarda sosyal medyada en çok fotoğraflanan sahiller işte burada. Hakkaniyetli davranırsak kelimenin tam anlamıyla, NEFES KESİCİ!
Çetrefilli bir tarzı var. Plajları ve ormanlarına el değmemiş. Güzelliklerine ulaşmak ve onlara dokunabilmek büyük mesele ve emek istiyor. Ama zaten güzelliklerin korunması da ancak ulaşamamak ile olmuyor mu? Gerçekten emek harcayıp bunu başaran da onun bu derin güzelliğine kıyamıyor. Buranın böyle bakir kalmasında elbette başka sebepler de var. Yollar çok kötü, altyapı zayıf, yeme içme mekanları kısıtlı.
Çocukla gezenler için kesinlikle uygun değil. Yoksa bizim yaptığımız gibi ona dokunamadan fotoğrafını çekip uzaktan iç geçirirsiniz.

Nusa Penida’ya Ulaşım

Bali’de Sanur limanından kalkan hızlı teknelerle ulaşabildiğiniz gibi Lembongan adasından da Penida’ya ulaşım mevcut. Her sabah, sarı köprünün altından Penida limanına tekneler kalkıyor. Belirli bir saatleri olmayıp, minimum kişi sayısına ulaşınca kalkıyorlar. İki ada arası yaklaşık 15 dakika sürüyor.
Burada da önceden gelişinizi bilgi verirseniz sizi karşılamak için biri gelecektir. Eğer bizim gibi günübirlik gidiyorsanız, öncesinde bir rehber ile anlaşmanızı öneririm. Sizi karşılar ve Penida’nın engebeli yollarında daha rahat bir yolculuk etmenizi sağlar. Burada motora binip gezmek gibi bir yanlışa düşmeyin. Bir rehber veya şöförle anlaşıp, gördüğünüz yerlerin tadını çıkartın.

Konaklama için elbette bir listem var ancak konumlarını görmediğim veya deneyimlemediğim için önermek istemem.

Nusa Penida’da Görülmesi Gereken Yerler

Evet, burası tam olarak bizim gezdikçe tik attığımız bir ada oldu. Bir günlük tur ayarlamıştık ve bu saat diliminde belirlediğimiz yerleri bitirene kadar dolaştık. Bittiğinde ise saatimiz dolana dek, ünlü plajında uzandık :)) Nereleri gördük bakalım…

Broken Beach: Eşsiz bir manzara sunan koca bir delik! Nusa Penida’nın batısındaki bu küçük koy, yüzyıllar boyunca tabiat ana tarafından kırılmış. İsmi bu yüzden Broken Beach. Okyanus ve uçurumun nefes kesici manzarasıyla az ilerlediğinizde ünlü Manta vatozlarının görüldüğü Angel’s Billabong’a ulaşırsınız.

Angel’s Billabong: Dünyanın en doğal sonsuzluk havuzu 🙂 Buraya inip çok güzel fotoğraflar çekebilen insanlar gördüm. Gelgit zamanı oldukça sakin olan bu havuza dalgaların güçlü olduğu zaman girmek tehlikeli. Zaten Şubat 2023 de bir can kaybı sebebiyle burada yüzmek artık yasaklanmış.

Kelingking Beach: Pek tabi fotoğraflardan en çok tanıdığınız sahil. Hani şu yukarıdan bakıldığında balina gibi görülen ve aklınızı kaçırtacak güzellikte olan. Dokunamadığınız, ulaşamadığınız :)) Tabii ki kondisyonu sağlam olanlar için ulaşılabilir. Oldukça dik ve ilkel merdivenleri var. Yorucu ve tehlikeli. Üstelik aşağı indiğinizde okyanusa girememeniz büyük olası. Ama yine de kumlarında oturayım, dalgalarına dokunayım derseniz sizi kimse tutamaz. Biz gittiğimizde iyi bir kalabalık vardı. Yukarıdan fotoğraf çekebilmek için rehberimizin ağaca tırmanması hala aklımdaki en tatlı ayrıntı.

Crystal Bay: Yukarıdaki kısımları bitirip zamanımız kaldığında rehberimizin dinlenmemiz için bizi bıraktığı yer. Burada çoğu kişi şezlonglara yatıp günün tadını çıkartıyor veya şinorkel yapıyor. Malzemeleri ve ufak yiyecek-içecek ihtiyaçlarınızı kıyı boyunca dizili warunglardan sağlayabiliyorsunuz. Kestirdik bir coconat, baktık keyfimize :))

Eğer burada kalıcı iseniz (bu nedemekse:) ) görebileceğiniz birkaç nokta daha var. Bunlar ”Rumah Pohon” adındaki ağaç ev (yine sosyal medyada karşılaşmışsınızdır) ve ”Diamond Beach”. Bu, Kelingking Beach’e göre ulaşması daha kolay bir sahil. Bizim vaktimiz sınırlı olduğu için buraları göremedik.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.