PUMPKIN CASSEROLE (BALKABAĞI GÜVECİ)

Büyük bir istekle yoğun şekerli, baldan tatlı lezzetler yemek isteyen arkadaşlarıma bol şekerli bir tarif sunmaktayım. İsmi Balkabağı güveci olarak görülüp tuzlu bir tarif olarak algılansa da aslında bu bir tatlı tarifi. İçeriğinde balkabağı bulunması sayesinde besleyici ve sağlıklı hale getirilse de yine de çok heveslenmeyin, neticede içinde işlenmiş şeker mevcut. (hiç sevmeyiz dimi) Bizim için ne kadar hiç şeker o kadar çok sağlık, o kadar temiz hücreler, o kadar genç bir cilt, unutmayın!

Kısaca Balkabağının faydalarından bahsedecek olursak;  demir, potasyum, kalsiyum, fosfor gibi önemli minarelleri de içeriğinde barındırır. Demir sayesinde kansızlığı önlemeye yardımcı olur.

İçeriğinde bulunan A vitamini sayesinde deri ve hücre yapısının yenilenmesinde etkilidir.

Renginden de anlaşılacağı üzerine yoğun beta karoten içerir. Beta karoten iyi bir antioksidantdır ve vücudun bağışıklığını arttırdığı gibi hücrelerin sağlıklı yenilenmesine de destek olur. Özellikle yaz başlangıcına cildimizin beta karoten almış olması güneşin kötü etkilerine karşı bir kalkan görevi görebilir. Korkutucu güneş yanıklarından koruduğu gibi uzun süreli bronzluk için de yardımcı olur.

Yoğun lif içermesi nedeniyle kabızlık sorunu yaşayanlara da sıklıkla önerilir.

Balkabağı’nın çekirdeği tamamlayıcı tıp ta prostat için kullanılmakta ve hastalığın ilerleme sürecini durdurmaktadır.

Eşiniz, çocuklarınız ve kendiniz için tüketebileceğiniz değerli besinlerden biridir.

 

MALZEMELER

4 dilim soyulmuş doğranmış balkabağı

2 yumurta

1 çay bardağı süt

50 gr eritilmiş tereyağ

2 çay bardağı hindistan cevizi şekeri (yoksa esmer şeker)

1 tutam tuz

2 damla vanilya özütü


ÜZERİ İÇİN;

150 gr Pikan Cevizi veya 150 gr Badem

1 çay bardağı hindistan cevizi şekeri (veya esmer şeker)

60 gr eritilmiş tereyağ


HAZIRLANIŞI

Balkabaklarını yumuşayıncaya kadar haşlayın.

Yumuşamış ve soğutulmuş balkabaklarını bir çatal yardımıyla ezdikten sonra yumurtalar, süt, tereyağı, tuz ve vanilya ile karıştırın.

Karışımı bir borcama veya fırın kabına boşaltın.

Robotta ceviz veya bademi çok ince olmadan parçalayın. Bir kaseye alın.

İçine şekeri ve erimiş terayağını ekleyip karıştırın. Bu irmik gibi dağılan bir kıvamda olmalı.

Son olarak bu karışımı da eşit miktarda balkabaklı borcamın üzerine serpiştirin.

Önceden ısıtılmış 250 °C fırında 20-25 dakika pişirin. Üzerinin yanmamasına dikkat edin.

Balkabağı güveci ni sıcak olarak, üzerine vanilyalı dondurma ekleyerek servis edin.

Afiyet Olsun 🙂

 

Fotoğraflar : Tuğçe TÜZÜN

Tarifi Kaydedin ⇓

UNSUZ ŞEKERSİZ HURMA TOPLARI

Hurma Topları tarifine geçmeden önce faydalı birkaç şeyden söz etmek istiyorum. Bize ne oldu da rafine şekerin vücudumuza zararını onlarca yıl geçtikten sonra anlayabildik? Sanıldığı gibi şekerin sadece bel çevresine değil en çok beyne ve diğer organlarımıza zarar verdiği ortada. Şimdiye kadar şekerin vücudumuza verdiği hasarı engelleyebilecek bir ilaç icat edilmedi. O zaman neden hala ısrarla, bile bile o iki kesme şekerini çayımıza karıştırıyoruz?

Doğru beslenme konusunda çok ama çok güvendiğim Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun kitabından birkaç küçük bilgi aktarmak isterim sizlere;

Şeker’in en sevdiği şey, vücutta en çok bulunan protein olan kollajene saldırmaktır. Kollajen cildin ve eklemlerin ana maddesidir.Sarkan cilt, kırışıklıklar, selülit bu sebeple olur.
Kollajen dışında damar çeperi hücreleri,iç organlarındaki düz kaslar, bağışıklık hücreleri, akciğer, böbrek, karaciğer, beyin hücrelerini sever.
Yani damar sertliği, böbrek hastalığı, alzheimer gibi ciddi hastalıklarda glikasyon hasarına bağlıdır.
Şeker, uhu gibi, kendini vücut proteinlerine ve lipidlere yapıştırır. Bu yapışma sonucu iki tarafında doğal yapısı bozulur.
Aynı şekilde bu türden bir bozulma sonucu oluşak AGE’lere ‘karamelize’ sözü de tam olarak uymaktadır. İşlemden geçmiş, fazla ısıtılmış, kızartılmış ürünler buna örnektir.
Bu sebeple yemekleri düşük ısıda, 40 derecenin altında, yavaş ve uzun sürede pişirmeli ya da buharda haşlamalıyız.

Fazla şekerli yediğimizde halsiz ve güçsüz hissettiğimiz olur. Şekerin yıkım ürünlerinden biri asit aldehit denen bir son üründür. Asit aldehit yorgunluk yapar, net düşünmeyi zorlaştırır. Karaciğer ise bu asit aldehiti alkole çevirerek arttırır. Hepimiz alkolün zararlarının farkındayız. Fazla şekerin fermante olması sebebiyle oluşan asit aldehit ve ondan oluşan alkol de aynı zarara sahiptir. Çok tatlı yedikten sonra hissettiğimiz sarhoşluk, konsantre olamama ve uyuşukluk halinin yüksek insülin dışında bu durumla ilgisi vardır.

Buradan da anlaşılacağı üzere şekerin vücuda hiçbir mutlu ve pozitif etkisi yoktur. İlk yediğin andaki psikolojik mutluluk çok uzun sürmeden kendini yorgunluğa ve halsizliğe teslim eder. Kandırılmışızdır, hemde çok fena. Kanımıza karışan fazla şeker vücudu asitlendirir, asitlendirir ve hücreleri yeterince tahrip ettikten sonra amacına ulaşır.

Ali’nin bazen söylediği şey; ”ah şekerim düştü, bugün hiç tatlı yemedim, biraz yesem iyi olacak.”  Sakın ola bu kandırmacayı kendinize ve sevdiklerinize yapmayın. Öyle ki marketten aldığınız paketli ürünlerde öyle çok gizli şeker var ki inanamazsınız. Ayrıca Ali’nin sabah yediği yulafta da gayet çok miktarda meyve vardı. Ve meyvede de fruktoz isimli küçümsenmeyecek ciddilikte şeker bulunmaktaydı. Ali’nin yediği yeşil salata, kemirdiği mısır, severek yediği patates yemeğinde de şeker vardı. Bu sebeple ekstra işlenmiş şekere neden gerek var? Bence yok. Ama illa arada canımız tatlı bir şeyler isterse yenilebilecek farklı seçenekler mevcut. Geliştirmek tamamen sizin elinizde. Ben kendi kurtarıcı tarifimi paylaşıyorum, hurma topları. Bunu Ali’de bende, ikram ettiğim diğer birçok kişi de sevdi. Hem rafine şeker içermiyor hem de un kullanılmıyor. Ama tadı incirli brownie ye benziyor.  (tarifte incir de yok) 🙂 Pişmeden, çiğ kullanılması altın bonus!

 

MALZEMELER

3/4 su bardağı çiğ badem
1/4 su bardağı çiğ kaju
12 adet hurma
1 tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı
1 yemek kaşığı çiğ kakao
1 tatlı kaşığı keçiboynuzu tozu
2 damla vanilya özütü

 

 

HAZIRLANIŞI

Badem ve kaju’yu un haline gelene dek rondodan geçirin.
Daha önceden 10 dk sıcak suda bekletilen ve çekirdeklerini çıkardığınız hurmaları ekleyin.
Hindistan cevizi yağı, vanilya özütü,keçiboynuzu tozu ve çiğ kakaoyu da ekledikten sonra rondoyu tekrar çalıştırın.
Eğer kıvamı çok karışamayacak kadar katı ise yarım kahve fincanı su ekleyebilirsiniz.
Karışımdan ceviz büyüklüğünden toplar yuvarlayıp çok üst üste gelmeyecek şekilde bir kaba alın ve buzdolabında en az 1,5 saat bekletin.
Hurma topları hazır :))

 

Hurma topları tarifi

 

Ellerinize sağlık, afiyet olsun 🙂

 

  • Referans: Ayşegül Çoruhlu – Alkali Diyeti

 

Fotoğraflar : Tuğçe Tüzün

 

AVOKADO TOST

Avokadooo.. Son zamanlarda ne çok meşhur oldu. Avokado aşağı avokado yukarı. Ay ben bi sevemedim şunu diyenler bile bu modaya yüzlerini ekşite ekşite ayak uydurdu. Kimi sağlıklı beslenme için kimiside sırf moda diye tüketse de aslında Avokado artılarıyla gerçekten de bulunmaz hint kumaşı. Tadı başta benimde damak tadıma uygun gelmemişti. Neden? Avokadoyu soydum,tabağa koydum. Hadi yiyelim dedim. Yok.. birşey eksik.. yada fazla.. hmm yemeyeceğim galiba ?  Birde şu avokado tost tarifini deneyeyim.

Efendim,bu güzelim meyveyi hayatımıza sokmam benim önüne geçilmez ‘sağlıklı beslenelim’ tabularım yüzünden oldu. Öğrendikçe tadı da güzelleşti, tariflerimde zenginleşti. Uzun süredir en çok yaptığım Avokado Tost tarifimi sizinle paylaşıyorum. Siz isterseniz salatanıza ekleyin, isterseniz makarnanıza garnitür yapın, isterseniz kahvaltıda tabağınıza dilimleyin. Benim favorim tost olan şekli 🙂

Avokado toast

Biraz faydalarından bahsedelim hadi.

Avokado da yağına tuzuna dikkat eden birinin asla yemeyeceği kadar yağ mevcut aslında. Şimdi bu cümlenin devamını okumasan bu yağın aslında iyi bir yağ olduğunu ve vücudun sistematik haraketine oldukça katkı sağladığını bilemeyeceksin. Neyseki okudun 🙂 Aynı omega 3 yağındaki mantık gibi, iyi kolesterolün artmasına yardımcı oluyor. Kalp – damar koruyucu ve bağırsak dostu. Kabızlığa derman olabilecek meyvelerden biri yani. Aynı zamanda vücudumuzu yaşlandıran serbest radikaller için bir antioksidan kalkan görevi de var. Ayrıca sporcular için bir protein kaynağı. Hatta spor yapanların mutlak surette öğünlerine eklemeleri gereken bir mucize diyebiliriz. Çünkü spor yaparken vücutta serbest radikallerde artıyor (yaşlanıyoruz), bağışıklıkta düşüyor (daha sık hastalanıyoruz), enerjimizde tükeniyor (avokado enerji metabolizmasını da tetikliyor), kolesterolümüz artabiliyor (avokado dengelemeye yardımcı oluyor) Bu yüzden ister spor yapan, ister sağlıklı beslenmek isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyen, ister yaşlı isterseniz çocuk olun avokado alın, yiyin efendim.

Birde hamileler veya hamilelik düşünenler; bu avokado bir folik asit yuvası. Yiyin ki çocuklarınız topaç gibi sağlıklı bıcır bıcır olsun.

Aynı zamanda sarı nokta hastaları, o dünya paraya satılan lutein varya, avokado da var. Yiyin ki gözleriniz daha güzel görsün 🙂

Son olarak; alkaliyim alkalisin alkaliler. Avokado bir alkali besindir ve alkalilik çok ama çok önemlidir. Bunu ayrı bir post da daha ayrıntılı anlatıcam.

Avokado Tost tarifiyle sevgili veganlara da buradan selam olsun :))

 

IMG_0823-vert

Tarife geçelim;

Malzemeler

  • 1 adet olgun Avokado
  • Yarım diş sarımsak (tercihe bağlı)
  • 1 tatlı kaşığı Zeytinyağ
  • 1 tatlı kaşığı Limon
  • tuz

Olgunlaşmış (rengi siyaha yakın) bir avokadoyu ikiye kesin ve içini bir kaşık yardımıyla çıkarın. Çatalla kabaca ezdikten sonra rendelenmiş yarım diş sarımsak, zeytinyağ, limon ve tuzu ekleyerek karıştırın. Bu kadar 🙂

Sonrasında güzel bir ev ekmeğini nar gibi kızartın. Üzerine avokado ezmesini sürün. Üzerine tercih ettiğiniz peyniri (benim tercihim keçi peyniri) ufalayın. Son olarak ekmeğinize karabiber ve pul biber serpin, Avokado Tost hazır. Afiyetle yiyin.

Dilerseniz avokado sürdüğünüz ekmeğin üzerine pişmiş yumurta da ekleyebilirsiniz. Yada yine kızarmış bir ekmeğe güzel bir peynir sürüp üstüne avokado dilimleri koyabilir onun da üstüne az bir miktar acı sos dökebilirsiniz :))) off tam bir öğlen atıştırmalığı :)))

 

IMG_3854

Şimdi hemen pazara veya markete gidip birkaç güzel avokado beğenin. Olgun olanları bulamazsanız bile daha irice gördüklerinizi alın. Eğer birkaç gün buzdolabına koymadan dışarıda bekletirseniz olgunlaşır ve yumuşarlar. Bekleyemezseniz ezmeniz zorlaştığı için dilim halinde yada salataya eklenecek şekilde kullanabilirsiniz. Olgun olanlar (siyaha yakın renkte) gurme marketlerde genelde bulunuyor (makrocenter)

Afiyet olsun.

Yeşili sevin ♥

Fotoğraflar: Tuğçe Tüzün

KABAK DOLMASI, EV YAPIMI ICE TEA İLE

Kabak Dolması yapmayı bilmeyen azdır diye düşünüyorum ama günümüzde özellikle kadının çalıştığı bir toplumda hala evde geleneksel yemekler pişirenlerin sayısının da azaldığını biliyorum. Ne yazıkki artık herşey hazır önümüze konulan, kısa sürede pişirilen pratik yiyeceklerden oluşmakta. Tavada hemen kızartılan tavuk veya bir parça et yanına yine dondurulmuş hazır patates kızartmasıyla sunulmakta. Eğer şanslıysak tabağın yanına sırf renk katması için bir tutam yeşillik konulmuş olabilir. Evde salata yapmak bile bazılarına zor gelebilir. Çünkü yeşilliklerin sirkeli suda yıkanması ve kurutulması uğraş gerektiriyor.

 

Daha pratik ve amerikanvari yiyeceklerin tüketilmesi varken insan neden dolma yapsınki? Yada şehirde iyi kurufasulyeciler varken evde neden fasulye ıslatılıp bekletilsin, pişirilsin, yensin? Pratik ve hızlı pişen yemeklere karşı değilim ama hızla yenilenen ve hazırcılaşan bir dünyada geleneksel yemeklerin arada bir pişirilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum. Yurtdışında ve ülkemizde köylerde geleneksel tariflerin değişmemesi için uğraşan ve buna hassasiyet gösteren insanların olduğunu görmek umut verse de , çoğunluk hızla gelişime ayak uydurmakta ve DEĞİŞMEKTEDİR. Daha kolay, daha basit, bezense daha sağlıksız ama göz alıcı olan yeğlenmekte olup ”hayatın her bölümü” daha lezzetsiz, huzursuz veya hastalıklı bir duruma dönüştürülmektedir.

 

Benim için mutfakta vakit geçirmek çoğu zaman kanepede televizyon izlemekten yada amaçsızca sosyal medyada zaman harcamaktan çok daha huzurlu ve heyecanlı oluyor. Ve siz ne düşünürsünüz bilmem ama çok daha VERİMLİ. Ortaya çıkan mahsülün iyi bir şekilde sergilenmesi işin en heyecanlı kısmı diyebilirim 🙂 Zihnimizi meşgul eden yaşam dertlerine bir süreliğine ara vermek, telefonu elinden bırakmak, gazete ve dergiyi sehpanın üstüne koymak, haber sunan spikerden af dileyip sevdiğimiz bir müziği açıp masaya oturmak artık bir aile geleneğimiz oldu ve bundan çok memnunum. Gelenekler önemlidir. Unutmayın; çocuklarımıza bırakabileceğimiz sayılı değerli şeyden biridir ve marketten hazır ve basit olarak satın alınamaz.

 

Şimdi gelelim tarife… Kabak dolması’ nda aslında herkesin stili farklıdır. Ben kendi stilimi kısaca anlatayım.

Malzemeler

  • 5-6 adet top kabak
  • 1 büyük soğan
  • 1-2 diş sarımsak
  • (İsteğe bağlı) kıyma
  • Her kabak için ortalama 1/2 yemek kaşığı pirinç.
  • Her kabak için ortalama 1 yemek kaşığı bulgur
  • 1 yemek kaşığı biber salçası
  • 1 olgun sulu domates
  • 1 dolu yemek kaşığı kuru nane
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1/2 çay kaşığı kimyon
  • tuz
  • iyi zeytinyağı

Kabak Dolması Tarifi

 

Hazırlanışı;

Soğanı ve domatesi bir kapta rendeliyoruz. Tüm malzemeleri koyup iyice karıştırıyoruz. İçlerini oyduğumuz (kendinize güzel bir kabak oyacağı alın) kabakların içlerini bu harçla dolduruyoruz. Kabakların baş kısımlarını çöpe atmayın. Onları kapak olarak kullanacağız bu kısımda. Eğer kabakları doldururken ağzına kadar sıkıca doldurursanız içleri tam pişmez ve kuru olur. Bu yüzden doldururken iç harcı bastırmayın ve üstten bir parmak kadar boşluk bırakarak pirinç ve bulgurun şişmesine izin verin. Kabakların baş kısımlarından yaptığımız kapakları üstüne kapatın. Yayvan ama kabakların boyutuna uyacak bir tencereye dizin. Üstüne son bir kez daha iyi zeytinyağı gezdirip ocağın altını yakın. Kabakların yarısının az daha üstüne çıkacak kadar sıcak su gezdirin. Gezdirdiğiniz suya da biraz tuz koyup kapağını kapatın. Ocak çok harlı olmasın. Arada bir kontrol ederek ortalama 30-40 dakika pişirin. Arada bir kabaklara çatal batırarak pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz. Kabak Dolması ‘nı ev yapımı içecekle servis edebilirsiniz.

Afiyetle…

 

 

Fotoğraflar: Tuğçe Tüzün

SOYLE BANA ENGINAR

Enginar neden sevilmez? Söyleyeyim. Ben küçükken çevremdeki insanların yediği belli şeyler vardı. Mesela zeytinyağlı taze fasulye birçok evde pişer yenirdi. Yada yeşil şirinlik bezelye eşlikçisi beyaz pilavla mükemmel olurdu. Kışın özellikle her evin mutfağından bir çorbanın dumanı tüterdi yemek saati. Köfte-patates çocukların en sevdiği,makarna ise tembel bayanların vazgeçilmezi olurdu. Annem, tüm gün çalıştığı işten olabildiğince zaman kaybetmeden gelir pratik ama besleyici bir şeyler pişirmek üzere mutfağa atardı kendini. Bizim evde patlıcan da pişerdi, pırasa da, karnıbahar da. Annem et yemeklerinden haz almasa da babam için arada pişirirdi. Bense içinde et olan sebze yemeğini ayıklar,bir sonrakinin etsiz olması için anlaşma yapardım. Bide tavuk vardı eskiden,gerçeklerinden. Sevgili dedem özellikle benim için civciv alırdı, beraber hem besler hem severdik. İnfaz günleri haber verilmezdi bana. Ben arkadaşlarımla oyundan döndüğümdeki görüntü anneannemin ellerindeki tavuk bahçedeki sıcak su dolu leğende hızlı hareketlerle yolunmakta olurdu. Tavuğun uzun bir süre ocakta piştiğini ve o yoğun kokusunu halen hatırlıyorum.

Bizim evde birçok şey pişerdi de enginar pişmezdi. Annemin dediğine göre senede bir kez mutlaka yaparmış ama ben nedense hatırlamıyorum. Enginar pişen bir eve misafirliğe gidildiğinde ise kimse enginara el sürmezdi. Yada ne zaman ”enginar alır mısınız?” diye sorulduğunu duysam, ”almayayım, teşekkür ederim” diyen cevaplar enginarı tatma isteğimi hep erteledi.

Zaman sonra zaten sebze ve zeytinyağlı birçok şeyin sevdalısı olan ben,enginarın faydalarıyla birlikte bağımlılık yaratan lezzetini de öğrendim. Mutfağımda arz-ı endam eden enginarın en kolay pişirme yöntemini sevgili kayınvalidemin tarifiyle bulmuştum.

enginar 1

5 tane enginar için;

MALZEMELER

  • 2 orta boy soğan
  • 3 orta boy havuç
  • 1-2 avuç bezelye
  • tuz
  • şeker
  • 4/3 çay bardağı zeytinyağ

 

 

HAZIRLANIŞI

  1. Soğan ve havucun kabuklarını temizleyin.
  2. Soğan ve havucu zar büyüklüğündeki küpler halinde doğrayın.
  3. Varsa düdüklü veya derin olmayan genişçe bir tencereye soğan, havuç ve bezelyeleri koyun,karıştırın.
  4. Karışıma tuz, 1-2 küp şeker ve zeytinyağını ekleyerek boca edin.
  5. Güzelce yıkanmış enginarların çukur kısımları altta kalacak biçimde karışımın üstüne dizin.
  6. Bir miktar iyi suyu üzerine gezdirdikten sonra kapağını kapatarak ateşe koyun. (Su miktarı,alttaki harcın üzerine çıkacak kadar olmalı)
  7. Düdüklü tencere için 15 dakika pişme süresi yeterli oluyor. Normal tencerede yapıyorsanız enginarların pişip pişmediğini arada bir çatalla kontrol etmelisiniz.
  8. Piştikten sonra; enginarları bir servis kabına dizip içlerini harçla doldurup,üzerini dereotu ile süsleyebilirsiniz.
  9. Soğuduktan sonra,servis etmeden hemen önce üzerine biraz iyi zeytinyağı gezdirin.

 

IMG_8462

IMG_8457

 

Fotoğraflar  :  Tuğçe Tüzün