SPRING ROLL

Baharı geride bıraktığımız şu günlerde tam da baharın tazecik sebzelerine, çiçeklerine yaraşır bir tarifim var. Spring Roll, Vietnam mutfağının yıldızlı bir örneği.

Yeni ülkeler tanıma konusundaki düşkünlüğüm, o ülkenin dini, insanları, tarihi mirası, plajları, müzelerine olduğu kadar yeme kültürüyle de ilgili olmuştu hep. Zaten gezi yazılarımı okuyanların çoğu bunu farketmiştir. Asla yeme içme alışkanlıklarından bahsetmeden o yazıyı bitirmem. Çoğu insanın şüphelendiği gibi Tayland’da aç kalmadım. Japonya’da karnımı tıka basa doldurmayı bildim. Bali’de hayatımda yemediğim kadar sağlıklı beslendim. Çiğ beslenmeye (Raw Food) bu adada taptım. Her gittiğim ülkede mutlaka Avokado tost denedim. Hepsinin kattıkları, lezzeti, sunumu apayrıydı. Sırf yöresel lezzetleri için gittiğim yerler oldu. Adana ve Gaziantep :)) Listemde Hindistan ve Fas var. Bu yüzden yeni tatlar denemek benim için her zaman çok heyecan verici olmuştu. Bir keresinde Bangkok’da  çok aç olduğum bir akşam sokakta yemek yemiştim. Bu, Bangkok için tamamen hijyensiz bir durum olduğunu gösterir ki, çatalımın yanından aceleyle koşturan bir böcek bunun en önemli ıspatı olmuştu. Ben ve hijyensizliği yan yana asla getiremeyecek bünyem beni şaşırtmış ve durumu o ülkenin insanları koşulları ve yaşam tarzlarına uygun görmüştüm. Yani sokaktaki o ahşap masanın üzerinden koşuşturan böcek beni hiç mi hiç rahatsız etmemişti. Yemeğimi aynı iştahla yemiş, tabağımı son kalan noodle parçasına kadar bitirmiştim.

Yeni lezzetler deneme girişimlerime evde de devam ettim. Daha öğrenciyken pişirdiğim ev yemekleri her geçen zaman daha da sağlıklı bir hal aldı. Geçişler yavaş olsa da alışkanlıkları doğurdu. Şimdi yoğurdunu evde yapan, makarnasını kendi açan, seyahatlerden bavul dolusu kıyafet, makyaj malzemesi vs değil de organik gıda taşıyan, geri dönüşü imkansız yola sapmış bir insana dönüştüm. Güzel ve havalı restoranların aşçısı olmasam da kendi evimin baş aşçısı oldum. Ve bunun için her zaman çokça öpücük kazandım (!) Hayat başka neler getirir bilemem ama şu ana kadar getirdiklerinden çok memnunum.

Gelelim Vietnam usulü Sprin Roll tarifime. İçeriğini damak tadınıza veya evde olan malzemelere göre değiştirebilirsiniz. Sadece sosu için biraz değişik şeyler (!) gerekebilir. Zaten tarifi Vietnam usulü yapan şey de tamamen sosu. Bir de internetten sipariş vermek zorunda kalabileceğiniz bir ana maddesi var: pirinç yufkası. Güllaç malzemesine benzeyen bir yufka çeşidi. Kuruyken sert ve kırılgan. Sıcak suyla ıslatıp yumuşatarak kullanıyoruz. Yumuşayınca biraz yapışıyor tabağa ama üstesinden geleceğinize eminim. :)) Malzemelerden tavuk göğsünü çıkardığınızda tamamen Vegan bir tarife dönüşecektir. Yazın bence en güzeli çılgın sebzeler hatta meyveler kullanmak. İçine birer dilim mango veya şeftali eklerseniz tadı sizi şaşırtacak kadar güzelleşecektir.

MALZEMELER

  • Bir paket pirinç yufkası
  • 2 orta boy havuç, jülyen doğranmış
  • 1 orta boy kabak, jülyen doğranmış
  • 1 orta boy salatalık, jülyen doğranmış
  • 2 yaprak marul
  • 400 gr tavuk göğsü
  • 1/4 demet taze nane
  • Az miktar mor lahana, jülyen doğranmış
  • Az miktar soya filizi

Spring Roll Sosu İçin;

  • Yarım çay bardağı soya sosu
  • 1 yemek kaşığı pirinç sirkesi
  • 1 yemek kaşığı susam yağı
  • 2 diş sarımsak
  • 2 çay kaşığı şeker
  • 1 çay kaşığı rendelenmiş taze zencefil
  • 1 yemek kaşığı Sriracha sosu
  • 1 tatlı kaşığı fıstık ezmesi

HAZIRLANIŞI

  1. Havuç ve kabağı jülyen doğrayıp haşlayın.
  2. Tavuk göğsünü haşlayın. Piştikten sonra jülyen doğrayın.
  3. Derin ve geniş bir tabağa sıcak su koyun. Pirinç yufkalarını kenarından başlayarak yavaşça suya daldırın. Yumuşayınca çıkarıp bir tahta üzerine yayın. (yapışmamasına dikkat edin)
  4. Yufkanın üzerine jülyen tavuk dilimlerinden,kabak,havuç,marul, jülyen havuç, mor lahana, soya filizi ve naneyi koyun. Sıkı olmasına dikkat ederek dolma sarar gibi sarın ve kenara alın. 
  5. Her bir yufka için aynı işlemi yapın.
  6. Sosu için; tüm malzemeyi iyice karıştırın ve ufak bir kaseye alın.
  7. Servis ettikten sonra Spring Roll ‘ü her lokmada sosa batırarak yiyin.

 

Spring Roll Tarifi

Afiyet Olsun.

 

Fotoğraflar: Tuğçe TÜZÜN

AVOKADO PESTOLU LINGUINE

Sabah kahvaltısı tercihlerinde yetmezmiş gibi bir de akşam yemeklerine karıştırdık Avokado ‘yu. Bu akşamüstü yemekte bir tabak avokado pestolu linguine ve yanında bir bardak soğutulmuş beyaz şarabımız var. Bu sefer makarnayı kendim yapmadım. Hazır ama yumurtalı bir makarna kullandım. Neyse ki şarabı hızlıca soğuttuk. Eğer sizde açsanız ve hazırda yemek yoksa yapabileceğiniz en hızlı ve lezzetli tarifi veriyorum. Her yediğinizde lezzetten beni hatırlayacağınıza eminim :))

 

Avokado’nun kremsi dokusu klasik zeytinyağlı pestonun yerine geçecek zekice bir dokunuş oluyor. İçine ekleyeceğimiz tazecik bahar bitkileri ve parmesan zengin bir dokunuş oluyor. Tarif aynı zamanda vejeteryanlar için de uygun. Avokado pestolu linguine için tarife geçiyorum.

MALZEMELER

  • 150 gr linguine
  • 1 diş ezilmiş sarımsak
  • 1 büyük boy Avokado
  • Yarım limon suyu
  • 50 gr Parmesan peyniri, rendelenmiş
  • 40 gr taze fesleğen
  • Deniz tuzu ve taze çekilmiş karabiber

 

Avokado Pestolu Linguine

HAZIRLANIŞI

  1. Linguine makarnayı yeterli tuzlu suda 7-8 dakika haşlayın.
  2. Rondoya avokado, fesleğen, limon, sarımsak, tuz, karabiberi ekleyip kremsi kıvama gelene dek çalıştırın.
  3. İçine çeyrek çay bardağı haşlanmış makarna suyundan koyun.
  4. Haşlanmış makarnayı kesinlikle sudan geçirmeden süzün ve bir karıştırma kabına dökün.
  5. Üzerine avokado pestolu sosu döküp güzelce karıştırın ve tabaklara servis edin.
  6. Üzerine taze rendelenmiş parmesan peyniri serpin.

Afiyet olsun.

 

Fotoğraflar: Tuğçe Tüzün

KUŞKONMAZ VE KAHVALTI

Dünya’nın en basit ama lezzetli kahvaltısı nasıl olur? Tabiiki dünyanın en pahalı lezzeti olan kuşkonmaz ile. Fiyat lezzet ilişkisi el ele yürüse de ülkemizde çok şükür ki kuşkonmaz yetiştiriciliği arttı. Yoksa Trakya’da ki tarlaya bu iş için kol sıvayacaktım :))  Diğer sebzeler ile kıyasladığımızda sofraya koyabilmek için yine de pahalı kalsa da lezzeti ve güzelliği tabaklarımızda olmaya değer.

 

Kuşkonmaz

 

Kuşkonmaz ‘ın Faydaları Nelerdir?

Kuşkonmaz, düşük kalorisi sebebiyle diyet yapanların bulunmaz lezzeti olduğu gibi sağlıklı yaşam için de harika bir seçenek.  Her yeşilde olduğu gibi alkali özelliği var buna bayılıyorum :)) Bağırsak florasını iyileştirip kanı temizlemesi de çok önemli bir özellik. Hadi her şeyi bir yana bırakın, çok lezzetli yiyecekler hazırlayabilirsiniz. Soğanla beraber kavurup yumurta kırabilir, haşlayıp çorbasını yapabilir veya çiğ olarak salatanıza doğrayabilirsiniz. Ben bu sabah en basit şekliyle kullandım. Basit ama nefis bir kahvaltı yaptım.

 

Kuşkonmaz Fırın

 

Öncelikle yıkadığım kuşkonmazlarımın sap kısımlarındaki daha kalın kısımlarını kısalttım. Böylece pişirirken eşit pişecekler. Sonra üzerindeki odunsu dikensi kabukları bıçak yardımıyla aldım. Bir fırın tepsisine dizip üzerine tuz ve zeytinyağı gezdirdim. 220 derecede 7-8 dakika pişirdim. Yumurta ile beraber  tabağıma aldım. Sonra afiyetle yedim :)) Fırından aldığınızda üzerine biraz kaşar rendeleyip 1-2 dakika daha fırında tuttuğunuzda daha da lezzetli bir hal alıyor benden söylemesi.

 

Kahvaltı da kuşkonmaz

 

 

Fotoğraflar: Tuğçe TÜZÜN

MISIRLI PANKEK, CHILI-AVO SALSA İLE

Uzun zaman önce kahvaltı sofralarımızı küçültüp, sağlık anlamında büyüttüğümüzden bu yana tek tabak anlayışımız devam ediyor. Bir tabak üstünde yeterli ama doyurucu sağlıklı seçimler, abartmadan ama mahrum da kalmadan beslenme favorimiz. Sanıldığının aksine sağlıklı beslenme hiç de lezzetsiz olanı yemek, ot gibi beslenmek değil. Kaldı ki ot dediğimiz şeyden (yeşillikler) neler yapılıyor neler. Mısırlı Pankek bunlardan biri.

Bir Bali atasözü derki, yumruğunuzu sıktığınız kadar bir kase yiyecek o öğün için size yeterli gelecektir :)) Fazlasına gerek yok. Miktarın yanında elbette içerik çok önemli. Çöp gıda diye nitelendirilenler bizden değildir. Benim çöp gıda dediklerim birçoğumuzun en sevdikleri sayılsa bile.

Londra’da rastgele girdiğim bir kitapçı da %50 indirimi görünce birkaç tane yemek kitabı satın aldım. Biri tabiiki Avokado üzerine :)) Tek bir ana malzemeden tatlıdan salataya, makarnadan smoothieye birçok tarifi hayata geçirmek mümkün. Deneyip beğendiğim reçeteleri kendi stilimle sizinle de paylaşacağım. 

Bu tarif kahvaltı için harika bir seçim. Hem lezzetli, hem farklı, hemde doyurucu. Mısırlı pankek yanına iliştireceğiniz kızarmış veya haşlanmış yumurtayla protein değerini de arttırmış olacaksınız. Haydi deneyelim.

 

Mısırlı pankek

MALZEMELER

Chili- Avo Salatası İçin;

  • 1 olgun Avokado
  • 1 lime suyu
  • 125 gr cherry domates, doğranmış
  • 2 dal taze soğan, ince kıyılmış
  • 1 küçük chili biberi
  • 1/3 demet maydanoz, doğranmış
  • Deniz tuzu

Pankek için;

  • 350 gr mısır, haslanmış
  • 1 büyük yumurta, çırpılmış
  • 3 yemek kaşığı karabuğday unu
  • 2 yemek kaşığı taze soğan, ince kıyılmış
  • 75 gr beyaz peynir veya sert keçi peyniri
  • Zeytinyağ

Mısırlı pankek tarifi

YAPILIŞI

  1. Salatası için tüm malzemeyi doğrayıp, derin bir kasede karıştırın.
  2. Hamur için, derin bir tabakta çırpılmış yumurta, mısır, karabuğday unu, taze soğan, peynir ve zeytinyağını karıştırın.
  3. Yapışmaz bir tavayı bir çay kaşığı yağ ile kızdırdıktan sonra hamur malzemesini minik yuvarlaklar halinde pankek yapar gibi tavaya yayın.
  4. Önlü arkalı hafif kızarana kadar pişirin.
  5. Servis tabağına iki adet mısırlı pankek ve üzerilerine avokadolu salatasını ekleyerek servis yapın.
  6. Servis ederken üzerine ekstra kızarmış yumurta ekleyebilirsiniz. 

 

Chili Avokado salatası

Afiyet olsun.

Fotoğraflar: Tuğçe TÜZÜN

 

TARİFİ KAYDEDİN! ⇓

LONDRA YEME – İÇME REHBERİ

Londra’da Oblix’te akşam yemeği yerken manzara izlemek elbetteki her turist için en havalı hareket olabilir. Ancak ben yine de ara sokaklardaki kapılarında kuyruk olunan minik restoranları tercih ederim. Hem o havalı ve insanı gerim gerim geren ingiliz aksanı, hemde ultra lüks mekanlar sancılı kasılmalar yaratırken diğer tarafta hoşsohbet servis personeli sizin için hesap kutusuna 2  adet ciklet bırakır. Dünyanın hangi ülkesinde olursan ol lokal ve kişilikli mekanlar her zaman kazanır. Okyanus mavisine boyanmış minik dükkandan yayılan kahve kokusu sizi içeri davet ederken, tehditkar yan komşu aklınızı çelebilir. Londra ‘da seçim yapmanın en doğru şekli en minik ve basit görünen sayılabilir. Kahve-Kahvaltı kültüründen başlayıp on numara akşam yemeği seçeneklerine doğru birkaç öneriyi Londra yeme – içme rehberinde paylaşalım.

 

  1. ATTENDANT

    Filte kahve yanında bir parça ev yapımı taze kiş yada avokado üstü poached egg isteyen? Mükemmel kızarmış ekmeğe ve harika biber sosuyla favori.  Sabahları kahve içmeden ayılamam diyenler yolunu east London’a sınır Shoreditch bölgesine çevirsinler. Adım başı tasarım mağazalarına girip çıkarken kahvecilerin bolluğuna şaşıracaksınız. Attendant’a underground ile Old Street durağında inip 7 dakikalık yürüyüşle ulaşabilirsiniz.Londra gezi rehberi
  2. MARKET CAFE

    En huzurlu cafe ünvanını rahatlıkla verebilirim. Kanal manzaralı masalarından mı yoksa Broadway Market’in huzur kokulu havasından mı bilinmez bu cafe gerçekten çok rahat. İyi ışık alan ferah alanı iş maillerini kontrol etmek, kanal civarında sabah yürüyüşünden sonra hatrı sayılır bir flatwhite içmek için ideal. Eğer klasik araçlardan hoşlanıyorsanız kanal tarafındaki masada oturup Andrews caddesinin 1940 doğumlu yaşlı kurtu Citroen 7C Berline ‘ini gözleyebilirsiniz :))Londra yeme, içme rehberiLondra yeme içme rehberi
  3. ELECTRIC HOUSE

    Sabah kahvemi füme somon eşliğinde çırpılmış yumurtasız içemem diyenlerdenseniz sizi Notting Hill’e çağıralım. Sağlam kahvaltı menüsünde herkese hitap eden seçenekler mevcut. Benim favorim elbette Scrambled eggs, smoked salmon. Ama klasik ingiliz kahvaltısı da hakkını veriyor. Kahvaltı dan sonra birbirinden tatlı vintage dükkanlarında kendinizi kaybetmek serbest. Ayrıca eve getirmek için az ilerideki Coffe Company’den birkaç paket kahve çekirdeği almayı sakın ama sakın ihmal etmeyin.Londra yeme, içme rehberi
  4. PAPER & CUP

    Shoreditch te sokaklar çılgın grafitilerle süslü. Fotoğraf avına çıkılan günün öğlen saatlerinde ferah bir nefes almak için şirinler mavisine boyanmış Paper & Cup, Bethnal Green’deki sessiz sokağında sizi bekliyor. İyi bir latte yanında bir parça brownie iyi gider. Bu minicik dükkanın önünde fotoğraflanmayana kahve vermiyorlar haberiniz olsun :))IMG_9091
    Londra Rehberi
  5. BUSABA

    Defalarca gidip bıkılmayacak restoranlardan biri. Thai yemekleri sevenlerin cennete düşeceği, girişinde sizi tütsülerle karşılayan minik bir budha’nın bulunduğu restoranın birkaç şubesi bulunuyor. Gittiklerim arasında Covent Garden’dakini tek geçerim. Pad Thai özlemine ilaç gibi gelen menüde en popüler tercihler işaretlenmiş olsa da başlangıç olarak sürpriz lezzet kalamarı sakın ola atlamayın, pişman olursunuz.Londra yeme içme rehberi
  6. VAPIANO 

    Çok seçenekli bir italyan restoranı. Tabii ki her çeşit makarna var. Gözünüzün önünde pişirip istediğiniz sosa buluyorlar. Akşamları oldukça kalabalık oluyor. Oxford street istasyonunda inip Urban Outfitters mağazasının yanındaki sokaktan girdiğinizde yürüme mesafesinde.
  7. WAHACA

    Alev alev bir Meksika mutfağı. İçkileri ve enfes tacolarıyla kendinizden geçebilirsiniz. Menü de seçim yapmakta kendime bile yardım edememişken size herhangi bir öneride bulunmayacağım. Yerinizde olsam gözlerimi kapatıp parmağımı menüde gezdirirdim. Çürük çıkma ihtimali yok denecek kadar az. Soho ve Covent Garden’da şubeleri var. İçeri girerken sıra beklemeniz muhtemel. Dert etmeyin, bekleyin.Londra yeme rehberi

  8. SPAGHETTI HOUSE

    Her Majesty’s de en uzun süre aralıksız oynan Operadaki Hayalet için biletiniz varsa çok şanslısınız. Peki müzikalden önce karnımı doyurayım, bir de tiyatro binasına yakın olsun diyorsanız Spaghetti House iyi bir seçenek. Çalışanların hepsinin İtalyan olduğu restoran Her Majesty’s nin hemen karşısında bulunuyor. Müzikalin başlamasına 15 dakika kala neredeyse tüm masalardan ”check please” nidaları yükselirken oyuna geç kalmamak için tedbirli davranın. Gerçi tüm garsonlar çok sıcakkanlı ve oyuna gideceğinizi tahmin ederek hızlı davranıyorlar.IMG_9251

  9. FLAT IRON
    Islak kereste kokulu mekanda kanlı canlı sulu bir et yemek isterseniz biraz sıra bekleyebilirsiniz. Beklerken biraz mısır cipsi hiç de fena fikir değil. Patates kızartması ve taze yapım soslar isteğe bağlı. IMG_9449
    IMG_9441
  10. MILK TRAIN

    Yemek için uğrayanından çok instagram fotoğrafı çekmek için uğrayanı çok olan harika bir dondurmacı. Bana kalırsa fikri harika. Külahtaki dondurmayı öyle güzel süslüyorlarki, yemeyip yanında yatmak istemek demek bu oluyor. Önünde her daim bir kuyruk var. Sıra beklerken dondurmanızın şeklini belirliyorsunuz. İster vanilyalı dondurma üstüne pembe şekerlemeler serptirip etrafını pamuk şekerle bulutlandırın, ister çikolatalı dondurmanın üstüne kurabiye yapıştırtın. Seçeneklerin her biri ortalama 1 sterlin. Londra’da harika bir instagram fotoğrafı için dondurmanız biraz pahalıya gelse de, sonuç sizi tatmin edecektir :))
    Londra gezi rehberi

 

 

 

Fotoğraflar: Tuğçe TÜZÜN – Yiğit Ali TÜZÜN

 

AVOKADO SALATASI, NOHUT İLE

Şubat bitmeden bir Avokado tarifi daha vermek istedim. Beni çok heyecanlandıran bu meyveden daha neler neler yapılabilir her seferinde şaşırıyorum. Londra seyahatinde Camden Town civarında rast gele bir kitapçıya girmiştim. Aman allahım! Burası bir mabet dedirten çeşit çeşit yemek kitapları önemli ölçüde indirime girmişti. Bavulumun ağırlığından korka korka 2 kitap satın aldım. Bunlardan birisinin ismi AVOKADO! :)) Bu kıymetli kitaptan beğendiğim birkaç tarifi deneyip, ilerleyen zamanlarda blogda paylaşacağım. Ancak şimdi, benim uydurmasyon tariflerimden biri olan nohutlu avokado salatası nı anlatmak istiyorum.

Akşam tencere tencere yemek alışkanlığı gitti, minik porsiyonlarda gökkuşağı tabakları geldi :)) Bazen tek çeşit bir şey yanında ev yapımı yoğurtla yenirken, bazen bir önceki günden kalmış minik porsiyon yemeğin yanına bir çırpıda hazırlanmış salatalar eşlik ediyor. Bu tarif, ister et yemeklerinin yanına ister tek başına iyi giden favorilerimden biri. Yapılışı kolay olduğu gibi doyurucu da. İçindeki nohut inanılmaz tok tutuyor ve protein değeri katıyor. Avokado ile birleştirmeyi en çok sevdiğim şey; nohut!

 

 

MALZEMELER

  • 2/3 su bardağı Nohut, önceden ıslatılmış, haşlanmış
  • 1 büyük olgunlaşmış Avokado, küp doğranmış
  • 1 büyük Salatalık, küp doğranmış
  • 1/3 demet Maydanoz, ince kıyılmış
  • 2 dal Taze Soğan, ince kıyılmış
  • Yarım Limonun suyu
  • 2 yemek kaşığı Nar ekşisi
  • 1 tatlı kaşığı Sumak
  • Zeytinyağı
  • Tuz

 

Avokado Salatası

 

HAZIRLANIŞI

  1. Avokado ve salatalığı küp şeklinde doğrayın.
  2. Taze soğan ve maydanozu incecik kıyın, ekleyin.
  3. Nohut, limon, nar ekşisi, sumak, zeytinyağı ve tuzu ekleyip tüm malzemeleri karıştırın.
  4. Avokado salatası, ekstra nar ekşisi ile servis edilebilir.

 

Afiyet Olsun.

 

Avokado Salatası

 

Fotoğraflar: Tuğçe Tüzün

Tarifi Kaydedin! ⇓

 

BALKABAĞI ÇORBASI | VEGAN

Ne zamandır balkabağı çorbamın tarifini yazmak istiyordum. Evime yemeğe gelen davetlilerime kıyak yapmak istediğimde bu çorbayı pişiririm. Şimdi böyle söyleyince, çok zor yada yapımı çok uzun süren bir çorba gibi gelse de besleyiciliği ve farklı lezzetiyle benim favori çorbam diyebiliriz. Yapımı çok ama çok basit, sadece 3 temel malzeme ve hemen 15 dakika içinde mutfaktaki işinizi bitirip ördüğünüz atkıya geri dönebilirsiniz :)) Yada sizi bekleyen o gömlekleri ütüleyebilirsiniz mesela :))

Ben balkabağını şeklen ve renk olarak da çok severim. Özellikle soğuk bir kış günü, bacası tüten ahşap minik bir kulübenin kapısını açıp, çıtır çıtır yanan ateşin üzerine konmuş çanaktaki çorbayı karıştırmak, sonra birkaç mumla ışıklandırılmış bir masa da ailece bu yemeği yeyip battaniyenin altında örgü örmek veya bir kupa sıcak çay içip sohbet etmenin keyfini verir bana. Bu kadar hayali duyguyu nasıl veriyor diye sorabilirsiniz :)) Ama ben bu tür hayallere çok alışkınım :)) Balkabağı bence sofraları zenginleştiren bir sebze. Çünkü tadı genelde tatlı yapmaya müsait gibi görünse de ben çorbasına hatta yemeğine de bayılarak damak tadımızı geliştirdiğini düşünüyorum. Hep aynı tatlara lezzetlere alışık bizler bence birçok sebzeye meyveye şans vermeli ve beslenme şeklimizi genişletmeliyiz.

 

  • Bal kabağının en büyük yararı lif içeriğinden dolayıdır. Lif içeriği = kabızlık sorunları, toksit maddelerin atılımı, kilo kontrolü, hemorit sorunlarıdır.
  • Turuncu olması beta karoten olduğunu gösterirki bu çok güçlü bir antioksidantdır. Beta karoten A vitaminine dönüşür. Bu da göz ve cilt sağlığına bomba etki demektir :))
  • İçinde magnezyum ve potasyum iyi miktarda bulunur.
  • Bebeklerde 6. aydan sonra katı gıdaya geçtiğinizde kullanacağınız en önemli besinlerden biridir. Özellikle katı gıdaya geçen bebeklerde yaşanabilecek kabızlık için baldan tatlı çözümdür. Haşladığınız balkabaklarını ezip tarçınla tatlandırabilir ve biraz süt ekleyebilirsiniz. Yada bu çorbanın tarifinde tuz miktarını azaltıp (bebeklere mümkün olduğunca çok az tuz) ve daha katı şekilde blender dan geçirip verebilirsiniz. Yine haşlanmış bal kabağını ezdiğiniz avokado ile karıştırıp yedirirseniz vitamin, mineral ve zengin yağ içeri ile bebeğinize müthiş bir besin hazırlamış olursunuz. Evet bu sonuncu benim favorim! 🙂 Avokado’nun yetişkin ve çocuklardaki yararları için Avokado Toast yazısını okuyun.

 

WhatsApp Image 2017-02-01 at 17.00.57

WhatsApp Image 2017-02-01 at 17.00.59 (1)

Okumaya devam et BALKABAĞI ÇORBASI | VEGAN

PORTAKALLI YER ELMASI

Kış ayları yaz sebzeleri gibi çeşitli ve lezzetli olmaz denir. Kanımca ben aynı fikirde değilim. Pazarda al beni al beni diyen güzeller güzeli karnabaharın, dizi dizi sıralanmış pırasanın, rengiyle iç ısıtan bal kabaklarının, mis kokulu kerevizin ve pazı lahana ıspanakların arasından geçerken bugün ne pişirsem diye karar vermek zor olabilir. Bir de sizi çağıran lastik çizmeli balıkçıların tezgahtaki derya kuzuları var tabii. 

Bu saydıklarım içinde evlerde en az pişen sebze YER ELMASI olsa gerek. Sanırım ülke halkı olarak bu tada pek de alışkın değiliz. Oysaki havuçla birlikte zeytin yağında pişirilmiş yer elması hem lezzetiyle hem de vücudumuza yaptıklarıyla öyle lezzetli ve yararlı ki. Herhalde evinizde bir kere pişirmiş ve denemiş olsaydınız, bu harika sebzeye masanızda daha çok yer verirdiniz.

img_7844

Tarife geçmeden önce sizinle önemli bir bilgi paylaşmak isterim. Herkes bağırsaklarımızın çalışma sistemini az çok bilir. Olabildiğince basit şekliyle anlatmak istersek; Bağırsak mikrobiyotamız yaklaşık 2 kilo ağırlığındadır ve bünyesinde yaklaşık olarak 100 milyar bakteri barındırır.  LactobacillusProbiyotik bakteriler, dışarıdan gelen zararlı bakterileri tüketerek yada bağırsak florasının asidik ortamını değiştirerek onların burada üremesini engeller ve yok ederler. Bu yararlı bakteriler bağırsak florasının düzgün olmasını sağlayarak sindirimi düzenler, aynı zamanda  bağışıklık sistemi üzerinde çok önemli etkiler yaratır. Bağışıklık sistemimizin görevi şudur; ”dışarıdan gelen tüm zararlı maddeleri yoket!” işte bu durumda bağışıklık sistemimiz bağırsaklarımızla birlikte çalışır. Unutmayın; bağırsaklar kalp kadar önemli bir organdır ve birçok kanser türünün türemesi de bağışıklık sistemimizin beraber çalıştığı bağırsaktan başlar. 

Şimdi yer elması yemeğinin bağırsaklarımızla ne ilgisi var sorusuna gelelim. Bağırsakta yaşayan yararlı bakteriler yani probiyotiklerin de beslenmeye ve mutlu olmaya ihtiyacı vardır. Artık bilindiği üzere, ne kadar çok yararlı bakteri o kadar çok sağlık ve düzenli çalışan bir vücut. Bu yararlı bakterilerin beslendiği yiyeceklerin ismi PREBIYOTIK ‘tir. Ve yer alması harika bir prebiyotiktir :)) Aynı zamanda pırasa da bu gruba girer. Bu gibi sebzeleri yediğinizde bağırsak bakterilerinizin mutluluktan taklalar attığını hissedebilirsiniz :))

 

Yer Elmasının Yararları

  • Yer elması, patates gibi toprak altında yetişir. İçinde önemli miktarda inülin denilen bir madde bulunur. Bu maddenin bağırsaklar için çok yararlı etkileri vardır ve kolon kanseri önleyicidir.
  • İnülinin aynı zamanda kan şekeri dengeleyici etkisi vardır ve bilinçli şeker hastaları sıklıkla tüketir.
  • Diyet yapanlarda kan şekeri dengelemesi ve buna bağlı tok tutucu etkisi sebebiyle öğünlerinde kullanabilirler.
  • Oldukça fazla lif içerir. Böylece sindirim sistemimizi mutlu eder.
  • Öksürük ve göğüs yumuşatma etkisi, hemoroite iyi gelmesi, anne sütü arttırıcı etkisi olması ve içeriğindeki bazı vitamin ve mineraller sebebiyle cildin parlaklığını arttırması gibi faydaları kısaca geçiyorum.

Bu arada süt arttırıcı etkisi var demiştim ancak bu inülin denen maddenin bir de olumsuz özelliği var. O da gaz yapıcı olması :)) Yararlı bakterilerimizin mutluluk taklalarını hissedeceğiz dediğimde bunu demek istemiştim :)) Süt veren anneler eğer sütleri yeterliyse boşa bebişleri bu gaz bombardımanına tabi tutmasın derim. Yoksa minik sırtlarına masaj yapan babalar ne güne duruyor? :))  Yani bunca faydayı elde etmek istiyorsanız buna da katlanacaksınız demektir. Ay istemem o zaman dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ama yukarıda saydığım faydaları çok çok az yiyecekten sağlayabiliyorsunuz. Bağırsaklarınızın mutluluğu, sizin mutluluğunuz unutmayın.

img_7877

 

MALZEMELER

  • 700-800 gr yer elması
  • 5 küçük boy havuç
  • 1 büyük soğan
  • 2 diş sarımsak
  • Zeytinyağı
  • 1 çay bardağı pirinç
  • Tuz – şeker
  • 1 küçük portakalın suyu

 

img_7852

img_7855

 

HAZIRLANIŞI

  1. Genişçe bir tencerede ısıttığınız kaliteli zeytin yağında küp küp doğranmış soğanları kavurun.
  2. Yuvarlak doğranmış havuçları ve minik doğradığınız sarımsakları ekleyin.
  3. Havuçlar iyice sotelendikten sonra 1 çay bardağı pirinci ekleyin. Ve pilav yapar gibi kavurun.
  4. Üzerine iyice temizlediğiniz ve yer elmalarını koyun. (Yer elmalarını boyutuna göre hiç ufaltmadan direk kullanabilirsiniz)
  5. Yaklaşık bir dakika beraber karıştırdıktan sonra malzemelerin üzerine çıkmayacak şekilde su ekleyin.
  6. Tuzunu ve bir yemek kaşığına yakın şekerini ilave ettikten sonra kapağı kapalı olarak pişirin.
  7. Yaklaşık 15-20 dakika sonra (suyunu baya çektikten sonra) taze sıktığınız portakalın suyunu üzerine gezdirin.
  8. Bu şekilde de 5 dakika pişirdikten sonra ocağı kapatın ve soğumaya bırakın. (Limonla servis edin)

 

img_7873

 

Afiyet Olsun.

 

Fotoğraflar: Tuğçe TÜZÜN

EV YAPIMI GRANOLA

Çeşit çeşit reçellerin, peynirlerin, sucukların, pastırmaların olduğu uzun uzadıya yapılan kahvaltıları bırakalı yaklaşık 6 ay olmuştur. Evet güne iyi bir kahvaltı ile başlamak benim de tercihim ama o yağına ekmek bandığınız sucukla yada peynirin üstüne yerleştirdiğiniz jambonla değil. Bir kere işlenmiş şarküteri ürünlerinden sucuk-salam-sosis gibi şeyleri hayatımızdan tamamen çıkardık. Sucuk nadiren özlense de salam sosis evin kapısından içeri giremiyor. Peynir meraklısı bir aile olarak keçi peyniri başta olmak üzere her çeşidini kullanıyoruz. Annemin özenle yaptığı reçeller ise raflarımda süslü fiyonkları ile dekor oluyor. Aman duymasın ama, onları da değerlendireceğim vakitler olacaktır. Mesela bugün vereceğim granola tarifimde yoğurdun üzerine sevdiğiniz bir reçelden damlatabilirsiniz. 

Ben granolayı en pratik genişçe bir tavada yapıyorum. Bu ölçülerde hazırladığım malzeme bize bir hafta boyunca yetiyor. Genellikle çoğu sabah, ev yapımı granolayı yine kendi mayaladığım yoğurt ile karıştırıp yiyorum. Bazen istediğim bir meyve ekliyorum. Bu zamanlarda artık tükenmiş olan kokulu kırmızı üzüm favorim. Ben daha öncesinde bolca alıp buzluğa atmıştım. Ama isterseniz muz dilimleri veya elma parçaları da güzel oluyor. 

Tarife gelirsek;

img_7694

 

MALZEMELER

  • 200-230 gr yulaf
  • 60 gr çiğ kaju
  • 50 gr çiğ badem
  • 30 gr çiğ kabak çekirdeği içi
  • 2 yemek kaşığı kurutulmuş gül yaprakları
  • 1,5 tatlı kaşığı tarçın
  • 2 yumurta beyazı
  • 2 dolu yemek kaşığı bal
  • 1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı
  • 1 çay kaşığı vanilya özütü
  • 1 yemek kaşığı chia tohumu

 

img_7704

 

HAZIRLANIŞI

  1. Yumurtaların beyazını bir kaseye alın. Üzerine bal ve vanilya özütünü ekleyip çırpın.
  2. Genişçe bir tavada hindistan cevizi yağını eritin.
  3. Yulafı tavaya döküp kavurmaya başlayın. Bir süre sonra tarçını koyun.
  4. Biraz kavrulduktan sonra istediğiniz boyutta küçülttüğünüz çiğ kajuyu ekleyin ve kavurmaya devam edin. 
  5. Badem ve kabak çekirdeklerini de ekleyip 2-3 dakika daha kavurun.
  6. Gül yapraklarını ekleyin. 
  7. Malzemelerin kavrulmuş kokusu duyulduktan sonra ballı yumurtalı karışımı ekleyin ve iyice karıştırın.
  8. Tavadaki tüm malzemenin üstüne bastırarak karışımın sıkışıp yapışmasını sağlayın. Bu sırada ateşi kapatın.
  9. En üste chia tohumlarını serpin ve kaşıkla biraz daha bastırın.
  10. Soğumaya bırakın.

 

 

img_7722

Ben bazen kendime torpil yapıp fırınlanmış hindistan cevizi cipslerinden de koyuyorum en üstüne. Ayrıca gül yapraklarını da koymak zorunda değilsiniz. Ama sabahları yoğurdumun üstünde mis gibi kokan gül yaprakları görmek hoşuma gidiyor. :)) Sabah kahvaltıda, öğlen mideniz kazındığında, ya da gece gece karnınız acıktığında yiyebileceğiniz en masum ve de lezzetli şey bu. Bir kavanoz granola yapıp kaldırın, bakalım size kaç gün gidecek  :))

 

 

Afiyet Olsun.

 

Fotoğraflar: Tuğçe Tüzün – Yiğit Ali Tüzün

BALI FOOD

Bali’de ne yenir? 

Continental food istediğiniz anda kurtarıcınız olabileceği gibi Bali yemeklerini ısrarla denemenizi tavsiye ediyorum. Biz Bali’de bulunduğumuz süre zarfında 2-3 öğün dışında genelde bali yemeği tercih ettik. Her denediğimiz çeşitte apayrı lezzetlerle karşılaştık. Bazen Balice yazılmış yemek isimlerinden şansımıza güvenerek seçim yaptığımızda şaşkınlık veren lezzetler tattık.

Bali food

Otelimizin menusunde bol seçenekli Smoothieler ve çeşit çeşit sağlıklı içecekler vardı. Enerji veren, detoks yapan yada bol lifli. Bali’de içtiğim o nefis smoothielerin tadı hala damağımda. Ayrıca çok ciddi bir Raw Food çılgınlığı var burada. İnanılmaz lezzetler çıkarıyorlar ortaya. Keşke, keşke daha fazla kalabilseydik de hücrelerimiz organik ve sağlık dolu besinlerden çılgına dönebilseydi. Bali’ye gitmeden uzun bir süre önce kendimi sağlıklı beslenmeye adayan ben’e harika bir jest oldu. Şımardım, keyiflendim, zenginleştim.

Şunu yazmadan geçmeyelim; içtiğiniz içeceklerin tamamı tazecik, sipariş anında sıkılmış olması bali food için en önemli kriter. Tüm smoothie lerin gerçek hindistan cevizi suyu yada sütü ile karıştırılmış olması bunların ne kadar kıymetli olduğunun göstergesi. Ülkemizde böyle tazecik tropik meyveler bulmak elbetteki zor, bulunsa bile fiyatları Bali’de bulunanların en az dört katı olurdu. Biz bulmuşken biraz fazla kaçırmış olabiliriz 🙂

Kahvaltı seçeneği dersek, Sari Organic’i ısrarla tavsiye ederim. Bir kere ulaşmak için o fosforlu yeşil pirinç tarlalarının arasından geçmeniz gerekli. Sabah güneşi Ubud’da bir harika. Sari Organic’in ayrıntılı fotoğraflarını Ubud yazısında yayınlayacağım.

Bali Food

Ubud’da Birkaç Cafe Önerisi

Evet Ubud’da sushi de yedik. Ve çok lezzetliydi :)) Biah Biah da yediğimiz muz yapraklarından yapılmış minik kasecikler şaşırtan lezzetlerdendi. Bizim pilav üstü tavuk dediğimiz tarzda yapılan pirinç üzerine biber ve soğanla sotelenmiş tavuk çeşitli baharatlarla tatlandırılmıştı. Yanına da karides cipsleri ve tabii ki taze smoothies 🙂 Laba Laba’da yediklerimiz ise Bali tatili boyunca en şaşırtıcı olanı ve en ucuzuydu. Ali, mis gibi bir Balık çorbası istedi. Tadına bakınca bende kaşıkladım da kaşıkladım 🙂 Eğer giderseniz, caddeye bakan masaya oturup o çorbayı mutlaka için. Tripadvisor mükemmellik sertifikalı Biah Biah, ucuz ama leziz Laba Laba, Raw cenneti Atman Cafe, hayatınızda yiyebileceğiniz en zararsız blueberry raw cake için ise Kebun’a uğramayı ihmal etmeyin. Hepsi yoga malzemeleri shoplarının inci gibi dizildiği Hanoman Caddesi üzerinde. Umarım Ubud belediyesi kaldırımlara bir el atmıştır da restoranlar arası yürüyüşleriniz bizden daha rahat geçer.

Pirinç; tüm Asya ülkelerinde olduğu gibi ana yemek. Pirinçten çok çeşitli lezzetler yaratmayı elbetteki iyi biliyorlar. O kadar çok yiyorlar ve seviyorlar ki her yer pirinç tarlası olsa bile yine de yettiremiyorlar. Pirinç, pirinç, daha çok pirinç lazım. Bali food, pirinç demek.

Pirinç yemekten sıkılmayacaksınız ama oldu ki sıkıldınız, canınız et tavuk da istemiyor. Hatta o güzelim değişik salatalar da çekici gelmiyor ve yaramazlık yapmak istiyorsunuz. O zaman hadi Mamma Mia’ya gidelim. Odun ateşinde pişirilen onlarca çeşit pizza ve mis gibi tazecik el yapımı makarnalar var. Yalnız uyarayım… Seçemeyeceksiniz! O sebepten çok ama çok aç gidip, birkaç çeşit farklı pizza veya makarna deneyin. Başlangıç olarak sakın ha sakın bruschetta larından istemeden etmeyin. Domatesi ağzına sürmeyen Ali, büyük bir iştahla bruschetta yedi.

Bali bizi her şeyde olduğu gibi yemek, içmek konusunda da defalarca mutlu etti.

Yaşasın Bali Food… Yaşasın Raw Food… :)))))

Afiyetle.