SMOOTHİE BOWL VE RAWNOLA

İlk Smoothie Bowl ‘umu tabiki sağlıklı yemekler diyarı Bali’de yemiştim. Nalu Bowl, Bali’nin olmazsa olmaz cafelerinden biri ve çılgın smoothie kaseleri yapıyorlar. Finn Bar’da gün batımından hemen önce elime bir martini almak yerine bu tutku dolu kaselerden almayı tercih etmiş ve romantik günün rengini ağzımdaki o güzelim tatla söndürmüştüm. Aradan geçen bir koca yıl içinde kendi kaselerimi oluşturup şekillendirmiştim. İçerik benzer olmasına karşın süsleme aşaması tüm kasenin resmini değiştirebildiği gibi lezzeti de değiştirebiliyor. Bu yüzden damağınıza iyi gelen aynı zamanda da yararlı tohumları kullanarak müthiş lezzetler çıkarabilirsiniz. 

Tarifte dikkat edilmesi gereken şey içine konan malzemenin dondurulmuş olması. Bu yüzden buzluğunuzda mutlaka dondurulmuş meyve (özellikle de muz) bulundurun. Eğer donmuş meyveden yapmazsanız kase yerine bardak kullanırsınız. Onun da birkaç örneğini paylaşacağım. Öncelikle tutku dolu Smoothie Bowl ile başlayalım.

MALZEMELER

  • 2 adet dondurulmuş muz
  • 8 – 10 adet blueberry
  • 1 su bardağı ev yoğurdu
  • 2 – 3 kaşık vanilyalı dondurma
  • Süslemek için çiğ badem, kaju, rawnola (tarif aşağıda)

HAZIRLANIŞI

  1. Dondurulmuş muz, blurberry, ev yoğurdu ve dondurmayı smoothie makinasından geçirin. (veya blender)
  2. Bir kaseye boşaltın ve üzerini dilediğiniz gibi süsleyin.

 

Smoothie Bowl

 

RAWNOLA 

Buzdolabınızda bir kavanoz dolusu Rawnola varsa gözünüz arkada kalmasın. Yoğurda, süte, meyveye karıştırın gitsin. Doğal şeker sağlayan hurma’nın güzelleştirmediği şey yok. Bu tarifin de baş tacı hurma. Sindirimi düzenlediği gibi, vücuttaki atıkları ortadan kaldırır. Yulaf, yavaş bırakılan bir karbonhidrat olduğundan bize daha uzun süreli bir enerji sağlar. Özellikle spor öncesi yavaş karbonhidrat tüketilmesi yağ yakımına da katkı sağlamaktadır. National Taiwan College of Physical Education’da yapılan bir araştırmada bu şekilde beslenen sporcuların daha uzun süre yorulmadan çalışabildiklerini doğrulamıştır. Rawnolaya en çok yakışan kesinlikle Ev Yapımı Badem Sütü. Bir kaseye biraz badem sütü, rawnola ve dilediğiniz meyveleri ekleyerek sağlıklı bir sabah kahvaltısı yada öğlen atıştırmalığı yapabilirsiniz. Smoothie Bowl vazgeçilmezi!

Rawnola

MALZEMELER

  • 10 adet hurma
  • 2 su bardağı yulaf
  • 1 su bardağı öğütülmüş hindistancevizi
  • 2 kaşık Hindistan cevizi nektarı veya agave şurubu

HAZIRLANIŞI

  1. Şurup hariç tüm malzemeleri robottan geçirin.
  2. Çok güçlü bir mutfak robotunuz yoksa hurmaları yulaf ve hindistancevizini öğüttükten sonra 2 şer 3 er ekleyerek devam edin.
  3. En son şurubu yavaş yavaş ekleyerek karıştırın. Bu işlem daha yapışkan olmasını sağlayacak.
  4. Son olarak rawnolanızı bir kavanoza boşaltın ve buzdolabında saklayın.
  5. Buzdolabında 2-3 hafta boyunca kalabilir.(Tabi eğer yemeden durabilirseniz)

 

MANGO – PASSİON FRUİT SMOOTHİE

Avokado canavarı olarak görülsem de aslında aynı zamanda da Mango kraliçesiyim. Smoothie ye en çok yakışan meyve bence bu. Bir gün bu smoothie’yi yaparken en yakın arkadaşım Sinem bana şöyle demişti; ”Ben Mango’yu smoothie’ye koymaya kıyamam!” :)))))) Eğer bu içeceğin tadına bakmamış olsaydım, kesinlikle aynı fikirde olurdum. İçine avokado koyduğumuz için kremamsı bir kıvam alıyor. Puding gibi. Diğer smoothie bowl tarifinden biraz daha farklı.  Üzerine çok farklı meyve veya tohum koymayı sevmiyorum. En güzeli eğer bulabilirseniz passion fruit’le süslemek. Tadına, kokusuna daha fazla dayanamayacaksınız.

 

MALZEMELER

  • 1 adet Mango
  • 1 adet Avokado
  • 1 su bardağı ev yoğurdu
  • 1 adet Passion Fruit

HAZIRLANIŞI

  1. Mango, avokado ve yoğurdu blender dan geçirin.
  2. Üzerini passion fruit ile süsleyin.

 

BÖĞÜRTLEN SMOOTHİE

Yaz aylarının kurtarıcısı. Her yerde güzel böğürtlenler bulmak mümkün. Buzluğa atın ve canınız tatlı bir şeyler istediğinde bunu yapın. Zaten dolapta hazır Rawnolanızda var artık değil mi? :))

 

MALZEMELER

  • 2 adet muz
  • 1 avuç böğürtlen
  • Yarım avokado
  • Yarım bardak ev yoğurdu
  • Yarım bardak soya sütü (veya badem sütü)
  • Rawnola ve istediğiniz tohumlar

HAZIRLANIŞI

  • Muz, avokado ve böğürtlen, yoğurt ve sütü blender’a atın.
  • Rawnola ve tohumlarla süsleyin.

NOT: Tüm tariflerden iki kişilik kase yapılır.

Afiyet olsun,

Sevgilerle.

EV YAPIMI GRANOLA

Çeşit çeşit reçellerin, peynirlerin, sucukların, pastırmaların olduğu uzun uzadıya yapılan kahvaltıları bırakalı yaklaşık 6 ay olmuştur. Evet güne iyi bir kahvaltı ile başlamak benim de tercihim ama o yağına ekmek bandığınız sucukla yada peynirin üstüne yerleştirdiğiniz jambonla değil. Bir kere işlenmiş şarküteri ürünlerinden sucuk-salam-sosis gibi şeyleri hayatımızdan tamamen çıkardık. Sucuk nadiren özlense de salam sosis evin kapısından içeri giremiyor. Peynir meraklısı bir aile olarak keçi peyniri başta olmak üzere her çeşidini kullanıyoruz. Annemin özenle yaptığı reçeller ise raflarımda süslü fiyonkları ile dekor oluyor. Aman duymasın ama, onları da değerlendireceğim vakitler olacaktır. Mesela bugün vereceğim granola tarifimde yoğurdun üzerine sevdiğiniz bir reçelden damlatabilirsiniz. 

Ben granolayı en pratik genişçe bir tavada yapıyorum. Bu ölçülerde hazırladığım malzeme bize bir hafta boyunca yetiyor. Genellikle çoğu sabah, ev yapımı granolayı yine kendi mayaladığım yoğurt ile karıştırıp yiyorum. Bazen istediğim bir meyve ekliyorum. Bu zamanlarda artık tükenmiş olan kokulu kırmızı üzüm favorim. Ben daha öncesinde bolca alıp buzluğa atmıştım. Ama isterseniz muz dilimleri veya elma parçaları da güzel oluyor. 

Tarife gelirsek;

img_7694

 

MALZEMELER

  • 200-230 gr yulaf
  • 60 gr çiğ kaju
  • 50 gr çiğ badem
  • 30 gr çiğ kabak çekirdeği içi
  • 2 yemek kaşığı kurutulmuş gül yaprakları
  • 1,5 tatlı kaşığı tarçın
  • 2 yumurta beyazı
  • 2 dolu yemek kaşığı bal
  • 1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı
  • 1 çay kaşığı vanilya özütü
  • 1 yemek kaşığı chia tohumu

 

img_7704

 

HAZIRLANIŞI

  1. Yumurtaların beyazını bir kaseye alın. Üzerine bal ve vanilya özütünü ekleyip çırpın.
  2. Genişçe bir tavada hindistan cevizi yağını eritin.
  3. Yulafı tavaya döküp kavurmaya başlayın. Bir süre sonra tarçını koyun.
  4. Biraz kavrulduktan sonra istediğiniz boyutta küçülttüğünüz çiğ kajuyu ekleyin ve kavurmaya devam edin. 
  5. Badem ve kabak çekirdeklerini de ekleyip 2-3 dakika daha kavurun.
  6. Gül yapraklarını ekleyin. 
  7. Malzemelerin kavrulmuş kokusu duyulduktan sonra ballı yumurtalı karışımı ekleyin ve iyice karıştırın.
  8. Tavadaki tüm malzemenin üstüne bastırarak karışımın sıkışıp yapışmasını sağlayın. Bu sırada ateşi kapatın.
  9. En üste chia tohumlarını serpin ve kaşıkla biraz daha bastırın.
  10. Soğumaya bırakın.

 

 

img_7722

Ben bazen kendime torpil yapıp fırınlanmış hindistan cevizi cipslerinden de koyuyorum en üstüne. Ayrıca gül yapraklarını da koymak zorunda değilsiniz. Ama sabahları yoğurdumun üstünde mis gibi kokan gül yaprakları görmek hoşuma gidiyor. :)) Sabah kahvaltıda, öğlen mideniz kazındığında, ya da gece gece karnınız acıktığında yiyebileceğiniz en masum ve de lezzetli şey bu. Bir kavanoz granola yapıp kaldırın, bakalım size kaç gün gidecek  :))

 

 

Afiyet Olsun.

 

Fotoğraflar: Tuğçe Tüzün – Yiğit Ali Tüzün

UNSUZ ŞEKERSİZ HURMA TOPLARI

Hurma Topları tarifine geçmeden önce faydalı birkaç şeyden söz etmek istiyorum. Bize ne oldu da rafine şekerin vücudumuza zararını onlarca yıl geçtikten sonra anlayabildik? Sanıldığı gibi şekerin sadece bel çevresine değil en çok beyne ve diğer organlarımıza zarar verdiği ortada. Şimdiye kadar şekerin vücudumuza verdiği hasarı engelleyebilecek bir ilaç icat edilmedi. O zaman neden hala ısrarla, bile bile o iki kesme şekerini çayımıza karıştırıyoruz?

Doğru beslenme konusunda çok ama çok güvendiğim Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun kitabından birkaç küçük bilgi aktarmak isterim sizlere;

Şeker’in en sevdiği şey, vücutta en çok bulunan protein olan kollajene saldırmaktır. Kollajen cildin ve eklemlerin ana maddesidir.Sarkan cilt, kırışıklıklar, selülit bu sebeple olur.
Kollajen dışında damar çeperi hücreleri,iç organlarındaki düz kaslar, bağışıklık hücreleri, akciğer, böbrek, karaciğer, beyin hücrelerini sever.
Yani damar sertliği, böbrek hastalığı, alzheimer gibi ciddi hastalıklarda glikasyon hasarına bağlıdır.
Şeker, uhu gibi, kendini vücut proteinlerine ve lipidlere yapıştırır. Bu yapışma sonucu iki tarafında doğal yapısı bozulur.
Aynı şekilde bu türden bir bozulma sonucu oluşak AGE’lere ‘karamelize’ sözü de tam olarak uymaktadır. İşlemden geçmiş, fazla ısıtılmış, kızartılmış ürünler buna örnektir.
Bu sebeple yemekleri düşük ısıda, 40 derecenin altında, yavaş ve uzun sürede pişirmeli ya da buharda haşlamalıyız.

Fazla şekerli yediğimizde halsiz ve güçsüz hissettiğimiz olur. Şekerin yıkım ürünlerinden biri asit aldehit denen bir son üründür. Asit aldehit yorgunluk yapar, net düşünmeyi zorlaştırır. Karaciğer ise bu asit aldehiti alkole çevirerek arttırır. Hepimiz alkolün zararlarının farkındayız. Fazla şekerin fermante olması sebebiyle oluşan asit aldehit ve ondan oluşan alkol de aynı zarara sahiptir. Çok tatlı yedikten sonra hissettiğimiz sarhoşluk, konsantre olamama ve uyuşukluk halinin yüksek insülin dışında bu durumla ilgisi vardır.

Buradan da anlaşılacağı üzere şekerin vücuda hiçbir mutlu ve pozitif etkisi yoktur. İlk yediğin andaki psikolojik mutluluk çok uzun sürmeden kendini yorgunluğa ve halsizliğe teslim eder. Kandırılmışızdır, hemde çok fena. Kanımıza karışan fazla şeker vücudu asitlendirir, asitlendirir ve hücreleri yeterince tahrip ettikten sonra amacına ulaşır.

Ali’nin bazen söylediği şey; ”ah şekerim düştü, bugün hiç tatlı yemedim, biraz yesem iyi olacak.”  Sakın ola bu kandırmacayı kendinize ve sevdiklerinize yapmayın. Öyle ki marketten aldığınız paketli ürünlerde öyle çok gizli şeker var ki inanamazsınız. Ayrıca Ali’nin sabah yediği yulafta da gayet çok miktarda meyve vardı. Ve meyvede de fruktoz isimli küçümsenmeyecek ciddilikte şeker bulunmaktaydı. Ali’nin yediği yeşil salata, kemirdiği mısır, severek yediği patates yemeğinde de şeker vardı. Bu sebeple ekstra işlenmiş şekere neden gerek var? Bence yok. Ama illa arada canımız tatlı bir şeyler isterse yenilebilecek farklı seçenekler mevcut. Geliştirmek tamamen sizin elinizde. Ben kendi kurtarıcı tarifimi paylaşıyorum, hurma topları. Bunu Ali’de bende, ikram ettiğim diğer birçok kişi de sevdi. Hem rafine şeker içermiyor hem de un kullanılmıyor. Ama tadı incirli brownie ye benziyor.  (tarifte incir de yok) 🙂 Pişmeden, çiğ kullanılması altın bonus!

 

MALZEMELER

3/4 su bardağı çiğ badem
1/4 su bardağı çiğ kaju
12 adet hurma
1 tatlı kaşığı hindistan cevizi yağı
1 yemek kaşığı çiğ kakao
1 tatlı kaşığı keçiboynuzu tozu
2 damla vanilya özütü

 

 

HAZIRLANIŞI

Badem ve kaju’yu un haline gelene dek rondodan geçirin.
Daha önceden 10 dk sıcak suda bekletilen ve çekirdeklerini çıkardığınız hurmaları ekleyin.
Hindistan cevizi yağı, vanilya özütü,keçiboynuzu tozu ve çiğ kakaoyu da ekledikten sonra rondoyu tekrar çalıştırın.
Eğer kıvamı çok karışamayacak kadar katı ise yarım kahve fincanı su ekleyebilirsiniz.
Karışımdan ceviz büyüklüğünden toplar yuvarlayıp çok üst üste gelmeyecek şekilde bir kaba alın ve buzdolabında en az 1,5 saat bekletin.
Hurma topları hazır :))

 

Hurma topları tarifi

 

Ellerinize sağlık, afiyet olsun 🙂

 

  • Referans: Ayşegül Çoruhlu – Alkali Diyeti

 

Fotoğraflar : Tuğçe Tüzün